Gaziosmanpaşa Üniversitesinde (GOÜ) yapılan çalışmalar sonucunda atık çaydan tekstil boyası üretildi
GOÜ Fen Edebiyat Fakültesi Doğal Boyalar Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Adem Önal, atık çayların tekstil sektöründe boya olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğini belirlemek için uzun süredir çalıştıklarını söyledi.
Atık çayın tekstil ürünlerinin boyanmasında güzel sonuçlar verdiğini anlatan Önal, “Çay fabrikalarında ürün işlendikten sonra kalan kısım, çay bahçelerinde gübre olarak kullanılıyor. Biz, çayın kumaşa döküldüğünde çıkmayan bir leke bıraktığını biliyoruz. Bundan yola çıkarak atık çayların değerlendirilip değerlendirilemeyeceğini bilimsel anlamda ele aldık” dedi. Selülozik ve protein elyaflar üzerine çalışmalar yaptıklarını ifade eden Önal, çayın katkılı ve katkısız tekstil ürünlerinde güzel sonuçlar verdiğini gördüklerini kaydetti. Daha sonra büyük objeler üzerinde çalışmaya karar verdiklerini dile getiren Önal, şöyle konuştu:
“Bir gömlek ve iki şal boyadık. Bunlar tamamen atık çaydan elde edilmiş renklerdir. Bu renkleri istersek biraz daha koyulaştırabiliriz, istersek biraz daha açabiliriz veya bir başka tona çevirebiliriz. Bu bizim elimizde olan bir şey. Bu yöntemde ‘mordan’ dediğimiz yöntemi kullanıyoruz. Atık çayda boyar madde oranı düşük fakat etkili. Bir daha gömlek ya da elyaftan çıkmıyor. Biz bunu hem sentetik polyester elyafta hem de yüzde 100 pamukluda denedik ve olumlu sonuçlar aldık. Yaptığımız çalışma sonucunda atık çayın endüstriyel olarak değerlendirilebileceğini gördük. Bunu fabrikalara önereceğiz.”
Önal, çayın demindeki boyar madde oranının çok daha yüksek olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Çayın içerisinde çok sayıda aromatik pigment var. Bunlardan bir kısmı boyama amaçlı kullanılabileceği gibi içtiğimizde vücudumuza faydalı maddeler olarak da geçmektedir. Oradaki boya konsantrasyonu çok daha fazla ama bunu içilen çay anlamında kullanmak daha mantıklı. Burada önemli olan, posa kısmını değerlendirebilmektir. Bunu gübre olarak kullanıyorlar ama biz bunun tekstil maddesi olarak da kullanılabileceğini kanıtlamış olduk.”